Günümüzün 20'li yaşlarındaki nesilleri için 60'lı yıllar oldukça nostaljik ve “egzotik.” O zamanlar bilgisayar bir odaya ancak sığarken, kocaman anteni olan telefonlar öyle bir evrimleşti ki bilgisayara ihtiyaç duymaz olduk. İşte tam bu nedenle insanların 60'lı yıllarda hayatla nasıl baş ettiğini düşünmek Z kuşağı için zor oluyor. Örneğin bir işletme sahibi internet yokken nasıl potansiyel müşteriler yaratıyordu, hiç düşündünüz mü?
Tanıdık Müşteri Değil, Her Müşteriyi Tanımak
2000'lerde müşteriyi gerçek anlamda tanımak artık bir hayal. Büyüyen pazar ve artan müşteri datasıyla her müşteriyi tanımanın imkanı zaten yok. Bunun yerine müşterilerden gelen veriler gruplandırılıyor ve müşteri profili öbekleri oluşturuluyor. Bundan yaklaşık 50 yıl önce bu bir lüks değil zorunluluktu. Eğer bir bakkal olarak Hasan Amca’nın senden iki günde bir şişe taze süt alacağını aklında tutamazsan ya elindeki taze süt stokunu yenilemeyi unutursun ya da fazladan bir süt alıp onları bozarsın.
Eskilerin Markalaşma Çileleri
Perakende sektöründe işletmenizi büyütmenin sağlam yollarından biri potansiyel müşterilerinizi sadık müşteriler haline getirmektir. Günümüzde teknoloji potansiyel müşterileri yakalamakta çok yardımcı oluyor. Adwords, bültenler, müşterilerin arama motorlarında yazdıklarını takip etmek gibi… Fakat 60'larda günümüzdeki gibi her hafta potansiyel müşterilerinize bülten gönderemezsiniz. Onun yerine el ilanları dağıtabilir ya da büyük afişlerle binaların dış cephesine reklam koyabilirdiniz. Çok kısa bir dikkat aralığından bahsediyorum burada. Bu nedenle marka renklerinizin dikkat çekici ve size özel olması gerekiyor ki insanlar sizi afişteki reklamınızdan ya da el afişlerinden tanıyıp işletmenizi gördüğünde dikkati oraya yönelsin.
Sosyal Medya Yok, Ama Sosyal Ağ Baki
Kötü bir müşteri deneyiminin ardından büyük sinirle işletme hakkında kötü yorumları internet üzerinden paylaşma geleneği işletme sahiplerinin önüne geçmeye çalıştığı günümüz sorunlarından biri. Olumsuz yorumun ışık hızıyla yayılması ne kadar kötüyse iyi yorumun aynı hızla yayılması işletme için bir o kadar olumlu sonuçlar doğuruyor. Bu durumda sosyal medya bir işletme için kullanmasını bilmezsen tehlikeli bir silaha dönüşecek araç gibi görünüyor.
Kendi muhitinizde işletmeniz hakkında kötü bir müşteri deneyimi hikayesinin yayıldığını düşünün. Belki 60'larda sosyal medya yoktu ama sosyal ağ bakiydi. Kötü ya da iyi müşteri deneyiminin yankısı kısa sürede büyük kitlelere yayılmasa da etkisinin büyüklüğünün aynı olacağını unutmamak gerekiyor.
Sonuç olarak perakende müşteri deneyiminde esas olan müşteri ile kurulan birebir anlık ilişkilerdir. Müşterileriyle bu ilişkiyi kuramayan işletmeler müşteri deneyiminde yaşayacakları açığı son teknolojiyle bile kapatamayabilirler.
Biz, Pisano olarak müşterilerinizden birebir alınan geri bildirimlerle 60'ların müşteri deneyimi sıcaklığında müşteri deneyimini tekrar kişiselleştiriyoruz.
Pisano güçlü bir müşteri deneyimi yönetim aracı. İşletmenizi büyütmeniz için müşteri geri bildirimlerini toplayıp analiz ediyoruz. Bu mükemmel servisi kullanmaya hazır mısınız?