Akademi

Çalışan Merkezli Bir Yaklaşımla Modern İK Zorluklarını Aşmak

Written by Mehmet Oğuz Özdil | 21.Ara.2023 13:03:50

İK yöneticileri, asırlık uygulamalar ile iş yapılarının ve çalışan beklentilerinin sürekli değişen yapısı arasındaki hassas dengeyi nasıl sağlıyor? Bu, pek çok kişinin mücadele ettiği bir zorluk.

Bu denge arayışına bir çözüm getirebilecek olmasına karşın, çalışan merkezli bir yaklaşımın potansiyeli halen göz ardı ediliyor.  

Bu makalede, İK liderlerinin karşılaştığı günlük zorluklara odaklanacağız ve çalışan öncelikli bir yaklaşımın İK süreçlerini yeniden şekillendirme potansiyelini mercek altına alacağız. 

İK'nın Güncel Durumu: Yüzeysellikten Kurtulmak    

İnsan Kaynaklarının mevcut durumunda, profesyoneller genellikle kendilerini çalışan bağlılığı buz dağının sadece görünen yüzünü gösteren eskimiş sistemlerle kısıtlanmış olarak buluyorlar.

Yılda bir veya iki kez yapılan düzensiz anketlerin belirleyici olduğu geleneksel İK uygulamaları, çalışan deneyimlerinin dinamik doğasını yakalamakta başarısız kalıyor.

Gallup'a göre, çalışanların yalnızca %8'i kurumlarının anketlerden elde edilen geri bildirimleri proaktif bir şekilde ele aldığına inanıyor.

Bu yüzeysel anlayış, İK liderleri için bir dizi zorluğa yol açıyor. Oysa ki çalışanlar evrilirken, onları desteklemek için tasarlanan stratejilerin de değişmesi gerekiyor.  

İK'yı Etkileyen Modern Zorluklar

Mevcut kısıtlayıcı koşullar altında İK liderleri, yürüttükleri faaliyetlerin verimliliğini azaltan bir dizi zorlukla boğuşuyor.  

Haydi bu engelleri inceleyelim ve çalışan öncelikli bir yaklaşımın bu karmaşıklığı nasıl ortadan kaldırabileceğini ve yenilikçi çözümlerin önünü nasıl açabileceğini keşfedelim. 

İş Yükü Yönetimi: Çalışan Önceliklerine Odaklanma 

İK profesyonellerinin iş yükü, büyüyen iş gücüyle birlikte artma eğilimindedir. Üstelik İK ekipleri genellikle etkili bir önceliklendirme için gereken verilerden yoksun halde çalışırlar.  

Çalışan öncelikli yaklaşım, veri odaklı çalışan memnuniyetini karar verme sürecinin ön saflarına yerleştirerek iş yükü yönetiminde devrim yaratır.  

İK ekibi, çalışanları aktif bir şekilde dinleyerek hangi faaliyetlerin gerçekten etkili ve çalışanların öncelikleriyle uyumlu olduğu konusunda kapsamlı bir bakış açısı kazanır.  

Bu yaklaşım, İK liderlerinin süreçleri yeniden değerlendirmesine, düzene koymasına, gerekli olmayan iş yükünü azaltmasına ve stratejik girişimler için zaman kazanmasına olanak tanır.  

Faaliyetlerin çalışan ihtiyaçlarıyla bu şekilde uyumlu hale getirilmesi sayesinde İK, verimlilik ve çalışan memnuniyeti için bir katalizör haline gelir. 

Elde Tutma ve İşgücü Kaybı: Proaktif Stratejiler 

Çalışan öncelikli yaklaşım, çalışanların refahına ve gelişimine öncelik vererek elde tutma konusunda önleyici bir pozisyon alınmasına yardımcı olur.

İK liderleri, bireysel ihtiyaçları ve endişeleri aktif bir şekilde dinleyerek sorunlu noktaları tespit edebilir ve hedefe yönelik stratejiler geliştirebilir. 

  • 💭 Örneğin, bir çalışanın yeteneklerini geliştirmek ve kariyerinde yükselmek için mesleki gelişim fırsatlarından yararlanmak istediğini belirttiği bir senaryoyu ele alalım. İK'nın bireysel istekleri aktif olarak dinlemediği geleneksel bir düzende, bu önemli ihtiyaç göz ardı edilebilir. 

    Sonuç olarak, değersiz ve pasif hisseden çalışan başka bir kurumda yeni fırsatlar aramaya karar verir. Kurum, önceliklerin yanlış belirlenmesi nedeniyle yetenekli bir insanı kaybeder.

    💡 Bunun aksine, çalışan öncelikli bir kültürde İK, çalışanlarla aktif olarak sürekli görüşmeler yapar ve onların profesyonel beklentileri hakkında bilgi toplar. Çalışanın gelişme arzusunu fark eden İK, bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanmış mentorluk programları, eğitim seansları veya beceri geliştirme atölyeleri uygulayabilirdi.  
     
    👂 Çalışanların ihtiyaçlarını dinleyip bunlara yanıt vererek şirket sadece değerli yetenekleri elinde tutmakla kalmaz, aynı zamanda çalışanların kariyer yolculuklarında desteklendiklerini hissettikleri bir kültür yaratır.  

Bu proaktif yaklaşım yalnızca bireysel ihtiyaçları karşılamaz, aynı zamanda iş ortamı için de bulaşıcı bir etki yaratır, işten ayrılma ihtimalini azaltır ve yalnızca elde tutulan değil, aynı zamanda aktif olarak bağlı ve özverili bir işgücü ortaya çıkarır.   

Çatışmalar İçin Çözüm Stratejileri: Açık İletişimi Güçlendirmek 

Çatışmalar işyerlerinin ayrılmaz bir parçasıdır, ancak çalışan öncelikli bir yaklaşım açık iletişim kanallarını destekleyerek çatışmaların çözümü konusunda fark yaratır. İK liderleri, çalışanların endişelerini aktif bir şekilde dinleyerek yüzeysel sorunların ötesine geçen içgörüler elde eder. 

Bu yaklaşım, çalışanların seslerinin duyulduğunu hissetmelerini sağlayarak İK'nın potansiyel çatışmaları henüz yaşanmadan tespit etmesini sağlar.

Altta yatan nedenleri etraflıca anlayan İK, çalışma ortamının uyumunu pekiştirmek için proaktif stratejiler uygulayabilir.

Stratejik Yetenek Kazanımı: Tercih Edilen Bir İşveren Olmak 

Çalışan öncelikli yaklaşım, İK liderlerini marka elçileri olarak konumlandırır ve kuruluşun tercih edilen bir işveren olarak kabul görmesini sağlar. İK, çalışanların geri bildirimlerini aktif bir şekilde dinleyerek, şirketi potansiyel çalışanlar için cazip kılan yönler hakkında içgörü kazanır.

Bu bilgiler yetenek kazanma stratejilerinin temel taşı haline gelir. İK, kurumsal değerlerle uyumlu yüksek kalibreli yetenekleri çekmek için şirketin çalışan gelişimine, memnuniyetine ve olumlu bir çalışma kültürüne olan bağlılığını vitrine çıkarabilir.

Sonuç sadece işe alım değildir; şirketin vizyonu ve misyonuyla kusursuz uyumlu bir iş gücünün yaratılmasıdır.  

Raporlama Zorluklarının Üstesinden Gelmek: Somut Katkıların Sunulması

Veriye dayalı içgörülerden yoksun geleneksel raporlama yapıları, İK faaliyetlerinin gerçek etkisini ve potansiyelini şirket yönetimine etkili bir şekilde iletmede genellikle yetersiz kalır.

İK faaliyetlerinin anlamlı raporlara dönüştürülmesi ancak çalışan öncelikli bir yaklaşımla ve veriye dönüştürülebilir çalışan dinleme yöntemleriyle mümkün hale gelir.  

Düzenli geri bildirim mekanizmaları sayesinde İK uzmanları, çalışanlar açısından önem taşıyan temel performans göstergelerini ve başarı ölçütlerini belirleyebilir.  

Çalışan merkezli bu veriler, raporlanabilir içgörüler oluşturarak İK liderlerinin, İK stratejilerinin somut katkılarını sürdürülebilir bir şekilde sergileyen düzenli raporlar sunmasını sağlar.  

Bu yaklaşım sadece iletişimi geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda İK'nın kurum içindeki değerini de sağlamlaştırır.

Genel Üretkenliği Artırmak: Çalışan Refahına Odaklanmak 

Gallup'a göre, çalışanların beşte birinden daha azı, performanslarını geliştirmeye yönelik bir öneride bulunduklarında anlamlı bir geri bildirim aldıklarına inanıyor.  

Çalışan öncelikli stratejinin beraberinde getirdiği bütünsel yaklaşım, iş gücü verimliliğinin artırılmasının ön koşuludur.    

İK liderleri, aktif dinleme yoluyla çalışanların refahına ve katılımına öncelik vererek olumlu bir çalışma ortamı yaratır. Bu olumlu kültür, çalışanların motive olduklarını, desteklendiklerini ve kendilerine değer verildiğini hissetmelerini sağlayarak doğal olarak üretkenliği artırır. 

  • 💭Örneğin, daha fazla iş-yaşam dengesi arzusunu belirten çalışan geri bildirimlerine yanıt olarak, çalışan öncelikli bir İK yaklaşımıyla, esnek çalışma düzenlemeleri uygulanabilir. Bu düzenlemeler, uzaktan çalışma veya esnek çalışma takvimi gibi opsiyonları kapsayabilir.  

    Gallup'un bulgularına göre, tamamen uzaktan, hibrit veya sadece ofiste gibi çalışma düzenlemeleri çalışanların tercih ettikleri stille uyumlu olduğunda, çalışanların yalnızca %22'si sık sık veya daima tükenmişlik yaşadığını belirtiyor.  

    🤝İK liderleri, çalışanları çalışma ortamlarıyla ilgili kararlara aktif olarak dahil ederek yalnızca çalışanların mutluluğuna olan adanmışlığı göstermekle kalmaz, aynı zamanda işgücünün yüzeyin altında kalmış, farkedilmeyen ihtiyaçlarının da bilincine varır. 

    Bu esneklik sadece morali yükseltmekle kalmayıp, aynı zamanda çalışanların bireysel tercihlerine ve yaşam tarzlarına uygun şekillerde çalışmalarına izin vererek genel üretkenliği beklentilerin çok üstüne çekebilir.  

İK, çalışan geri bildirimlerine dayalı girişimleri hayata geçirerek sürdürülebilir verimlilik artışı için bir lokomotif haline gelir. Sonuç sadece daha iyi çıktılar değil, aynı zamanda kuruluşun başarısını aktif olarak artıran ve önemseyen bir iş gücüdür. 

Pisano ile Modern Bir İK Kültürü İnşa Etmek   

Şu temel soruya vereceğiniz yanıt, kuruluşunuzun İnsan Kaynakları başarısını belirler: Şirketim çalışan merkezli olma konusunda gerçekten kararlı mı?

Deloitte, etkili işgücü deneyimlerini besleyen kuruluşların, daha az etkili deneyimler yaşayan rakiplerine kıyasla %22 daha yüksek çalışan bağlılığı elde ettiğini gösteriyor.  

Etkili iş gücü deneyimleri özünde, çalışanları dinlemek, geri bildirimlerini eyleme geçirilebilir içgörülere dönüştürmek ve kuruluşun hedefleriyle uyumlu stratejiler uygulamak çerçevesinde şekillenir.   

İK liderleri şeffaflık, sürekli iyileştirme ve açık iletişim kültürünü teşvik etmek için nasıl dönüştürücü stratejiler geliştireceklerini merak ederken, Pisano buna bir yanıt olarak karşımıza çıkıyor. 

Pisano, çalışan merkezli bir kuruma doğru ilerleyen dönüşümü şekillendiren bir Çalışan Deneyimi (EX) Platformu sunuyor.

Sadece bir İK çözümü olmanın ötesinde Pisano, Çalışan Deneyimi (EX) stratejilerinde devrim niteliğinde bir ilerlemeyi temsil ediyor ve çalışan deneyimi süreçlerinizin kapsamlı takibi yoluyla kurumunuza bilinçli idari kararlar alma gücü kazandırıyor. 

  • Geleneksel anketlerin ötesine geçin ve eyleme dönüştürülebilir geri bildirimleri toplayarak bağlılığı en üst düzeye çıkarmak için için sistematik ve veriye dayalı bir yöntem izleyin. 
  • Çalışan Yaşam Döngüsü Puanını (ELC) ölçün ve aday deneyimi, çalışan deneyimi ve çıkış deneyimi hakkında kapsamlı bilgiler edinin.   
  • Gerçek zamanlı raporlama ekranları ile çalışan bağlılığını ve memnuniyetini birden fazla kanal üzerinden zahmetsizce ölçün ve yönetin.      
  • İlk başvurudan emekliliğe kadar tüm çalışan deneyimi sürecini ihtiyaçlarınıza göre şekillendirin ve yönetin. 
  • Çalışan bağlılığını ve memnuniyetini artırmak için tüm İK süreçlerinizi pürüzsüz hale getirin. Çalışan deneyimini sürekli takip edin ve gerekli anlarda optimize edin.   

Çalışan öncelikli bir yaklaşım yalnızca stratejik bir değişiklik değil, İK'nın tam potansiyeline açılan bir kapı olan kültürel bir dönüşümdür.

Ekip çalışmasının, güvenin ve sorumluluğun ön plana çıktığı verimli bir iş yeri yaratma yolculuğunuza hemen başlayın.