Akademi

Çalışanlarda Psikolojik Güvenlik Hissi Nasıl Yaratılır?

Written by Mehmet Oğuz Özdil | 15.Oca.2024 14:13:20

Hiç haberler arasında gezinirken, her bir manşetin belirsizlik hissini artırdığı o huzursuz edici yumruyu midenizde hissettiniz mi? Bu yumru her zaman ofis kapısında kaybolmaz.

Böyle çalkantılı zamanlarda zihnimizde yankılanan tek soru "Güvende miyim?" değildir. Daha derinlerdeki endişe genellikle "Kendimi güvende hissediyor muyum?" diye fısıldar.

İK liderleri olarak, işte tam da bu noktada, sadece zarardan korunmak için değil, aynı zamanda psikolojik güvenlik için de sığınılacak bir liman olan işyerleri inşa etmekle görevliyiz.

Bu sadece fiziksel refahla ilgili değil; çalışanların risk almakta, fikirlerini dile getirmekte ve kınanma korkusu olmadan endişelerini ortaya koymakta özgür hissettikleri bir ortam yaratmakla ilgilidir.

Öyleyse gelin birlikte psikolojik olarak dayanıklı bir ekip yaratma yolculuğumuza başlayalım.

Çalışanlar Neden Kendilerini Güvensiz Hisseder   

Mücevherlerinizi ya da paranızı değil, üretkenliği ve mutluluğu çalan sessiz bir hırsız düşünün. National Library of Medicine bize bu hayaletin küresel ekonomiden yılda 1 trilyon dolar çaldığını ve adının da çalışan kaygısı ve depresyonu olduğunu söylüyor.

Günümüzün kaotik dünyasında belirsizlik her köşede pusuda bekliyor. Ekonomik dalgalanmalar, jeopolitik gerilimler, hatta giderek büyüyen iklim krizi, işyeri huzuruna gölge düşürüyor. Bu durumda ekiplerimizin kendilerini endişeli ve güvensiz hissetmeleri hiç de şaşırtıcı değil.

Ancak iyi haber şu ki, çalışan rahatsızlığının temel nedenlerini anlayarak ve empati odaklı bir kültür oluşturarak bunların üstesinden gelebiliriz.  

Güvensizlik duygusuna katkıda bulunan yaygın nedenlerden bazıları şunlardır: 

  • Net Olmayan İletişim
  • Sınırlı Geri Bildirim Kanalları 
  • Yetersiz Ruh Sağlığı Desteği 
  • Şirket Desteği Eksikliği Algısı 
  • Bir Araya Gelme Olanaklarının Yokluğu 

Bu nedenleri anladıktan sonra odaklanmamız gereken şey ise, bunların üstesinden gelmek için nasıl bir strateji oluşturmamız gerektiğidir.

   

Çalışan Endişelerini Gidermek: İK Ekipleri İçin Stratejiler 

Endişelerin sabah sisi gibi yok olup gittiği, yerini açık iletişimin, paylaşımın ve ortak bir huzur duygusunun aldığı bir işyeri hayal edin. Bu ütopik bir hayal değil; Google'ın çığır açan projesi Aristotle ile ortaya koyduğu, başarılı işyerlerine has bir gerçeklik.

Bu iddialı çalışma, yüksek performanslı ekipleri neyin harekete geçirdiğini anlamaya çalıştı. Şaşırtıcı bir şekilde cevap, teknik beceri ya da stratejik deha değil, psikolojik güvenlikti: risk alma, fikir paylaşma ve yargılanma korkusu olmadan savunmasız olma özgürlüğü.

Psikolojik güvensizliğin ağırlığı, özellikle bu çalkantılı zamanlarda çalışanlarımızın omuzlarında katlanılamaz bir yük halini alabilir.  

Dış faktörler kontrolümüz dışında olsa da, liderler olarak bu endişelere karşı hemen yıkılan bir duvar değil, sağlam bir köprü görevi gören bir işyeri yaratma gücüne sahibiz.  

Haydi liderlerin ekiplerinin hislerini savunmasızdan güçlüye, izole edilmişten bağlıya ve endişeliden dirençliye dönüştürmek için atabilecekleri adımları keşfedelim. 

Belirsiz Dönemlerde Net İletişim Stratejileri   

Belirsizliğin bir kabus gibi çöktüğü dönemlerde çalışanlar şeffaflık istiyor. Liderler açık iletişimine değer verdiğini düşünse de, çalışanların azınlığı bu fikre katılıyor. Bu boşluk kaygı ve güvensizliği besleyerek hem bireysel hem de kurumsal performansı etkiliyor.

İK ekipleri , açık iletişim stratejileri benimseyerek, çalışanların kendilerini bilgili, anlaşılmış ve belirsizliğin üstesinden gelebilecek güçte hissettikleri bir çalışma ortamı yaratabilir ve bu açığı kapatabilirler. İşte atılabilecek bazı kilit adımlar:

  • Açık ve dürüst olun: Zorlukları halı altına süpürmeyin. Bildiklerinizi, bilmediklerinizi ve çözüm bulma çabalarınızı belirtin.
  • Net beklentiler sunun: Çalışanlar için rolleri, sorumlulukları ve öncelikleri netleştirin. Ne beklendiğini bilmek, sürüklenme hissini azaltır.
  • Tutarlı bir şekilde iletişim kurun: Kısa da olsa düzenli bilgilendirmeler çalışanların kendilerini bağlantıda ve değerli hissetmelerini sağlar. Sessizlik olumsuzluk ve spekülasyon doğurur.
  • Empati gösterin ve aktif bir şekilde dinleyin: Korkuları ve hayal kırıklıklarını dikkate alın. İletişim kanalları açın ve onların endişelerini aktif olarak dinlediğinizi gösterin. 

Geri Bildirim Kanallarının İyileştirilmesi

 

 

İK ekipleri geri bildirim kanallarını genişletmede proaktif bir rol oynayabilir. Günümüzde Çalışanın Sesi (VoE) araçları, çalışanlardan sistematik olarak geri bildirim toplanmasında paha biçilmez unsurlar olarak öne çıkmaktadır.

Bu araçlar, çalışanların düşüncelerini, endişelerini ve önerilerini ifade etmeleri için oluşturulmuş bir platform sağlayarak İK ekiplerinin çalışanların duygularını kapsamlı bir şekilde anlamasına olanak tanır.  

VoE araçları yalnızca geri bildirim toplanmasını kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda İK

ekiplerinin işlenmemiş verileri eyleme geçirilebilir içgörülere dönüştürmesini sağlar.

Analitik ve trend analizi sayesinde İK uzmanları alışkanlıkları belirleyebilir, sorunları tespit edebilir ve hedefe yönelik çözümler uygulayabilir.

Bu sistematik yaklaşım, geri bildirim sürecinin sadece tek yönlü bir yol değil, dinamik ve sürekli bir iyileştirme döngüsü olmasını sağlar. 

Ruh Sağlığı Desteğinin Önceliklendirilmesi 

Psikolojik güvenlik, duygusal huzurun temelini oluşturur. Çalışanlar kaygılarını, endişelerini ve hatta mücadelelerini ifade etmek için kendilerini güvende hissettiklerinde, ruh sağlığına baskı yapan kalıplar yıkılır.  

İK ekipleri ruh sağlığı girişimlerini öncelikli hale getirmelidir. Bu girişimler kaynaklar sunmayı ve destek programları düzenlemeyi kapsar.  

İK ekipleri bu endişeleri aktif bir şekilde gidererek çalışanların kendilerini desteklenmiş ve değerli hissettikleri bir ortam yaratılmasına katkıda bulunur.  

Kurumsal Destek Yoluyla Güven Oluşturma  

Şirket desteğinin eksikliği algısının giderilmesi, İK ekiplerinin kurumun çalışanlarına olan bağlılığını proaktif bir şekilde sergilemesini gerektirir.  

Şirket politikaları, girişimleri ve destek mekanizmaları hakkında şeffaf iletişim bu kapsamda değerlendirilebilir.  

Eylemler kelimelerden daha etkilidir ve kurumlar somut desteklerle çalışanlar arasında güven ve emniyet duygusunu teşvik edebilir.  

Unutmayın, güven bir gecede inşa edilmez; tutarlı iletişim, işbirliği ve duyarlılık ile beslenir. 

Aktif dinleme ve duyarlı eylemden oluşan bu beslenme döngü, çeşitli şekillerde güven oluşturur:  

  • Şeffaflık ve hesap verebilirlik: Geri bildirimin net bir şekilde talep edilmesi ve buna göre düzenleme yapılması, hesap verebilirliğin ve öğrenme isteğinin bir göstergesidir.
  • Yetki ve Aidiyet: Çalışanların görüşlerini karar alma sürecine dahil ederek onları cesaretlendirir ve çalışma ortamlarına sahip çıkma duygularını güçlendirirsiniz.
  • Duyarlılık ve çeviklik: Destek sistemlerinizi ekibinizin ihtiyaçlarına göre uyarlayabildiğinizi göstermek, karşılaşabileceğiniz zorlukların üstesinden gelebileceğinize dair güven oluşturur.

Bir Araya Gelme Olanakları Yaratma  

İK ekipleri, özellikle uzak veya izole çalışma ortamlarında iş birliğini geliştirmeye yönelik girişimlere öncülük etmelidir.

Sanal takım aktiviteleri yaratmak için dijital araçlardan yararlanmak, birimler arası projeleri desteklemek ve gündelik etkileşimler için platformlar oluşturmak, izolasyonla mücadeleye ve iş birliği fırsatlarının artırılmasına katkıda bulunur. 

Dijital Acil Bildirim Mekanizmaları  

Fiziksel endişeler genellikle zihnimizdeki korku hislerini tetikler. Doğal afetler ve insani karışıklıklar aklımızın istenmeyen misafirleri haline gelir ve güvenlik hissini elimizden alır.

Bu korkuyu yenmek için, çalışanları kriz zamanlarında anında desteğe bağlayan dijital acil durum raporlama mekanizmaları öne çıkmaktadır. Tüm çalışanların erişebileceği platformlar oluşturmak, hayati önem taşıyan bilgilerin derhal doğru kanallara ulaşmasını sağlar.

Bir deprem anını hayal edin. Panikle birlikte telefonunuzdaki bir uyarı ışığı da harekete geçiyor. Bir dokunuşla şirketi uyarıyor, durumunuzu paylaşıyor, "güvendeyim" diyerek endişelerinizi hafifletiyor ve yardıma ulaşıyorsunuz. Bu ağ depremlerin ötesine geçerek iş yerinizi sekteye uğratan her türlü krizi kapsıyor.

Bu sistem çalışanlarınıza yer sarsılsa bile desteğinizin asla azalmayacağına dair bir güvence veriyor.  

Pisano ile Psikolojik Güven Döngüsünü Tamamlamak 

Empatinin icraatla buluştuğu, çalışanların ihtiyaçlarını anlamanın kurumsal psikolojik güvenlik hissi yarattığı bir zihniyeti anlatan makalemizin sonuna geldik. Bu zihniyet büyük vaatler veya geçici çabalarla ilgili değil; her sesin önemli olduğu ve her endişenin önem taşıdığı sürekli bir destek ekosistemi yaratmakla ilgilidir. 

Pisano Çalışan Deneyim Platformu gibi Çalışanın Sesi(VoE) platformları bu ekosistemin temel taşıdır. Bu platformlar yalnızca gösterge tablolarının ötesine geçerek çalışan deneyimini bütüncül olarak güçlendirir ve ekibinizin duygusal dünyasının ince detaylarını yakalar.   

Sezgilere veya nadiren yapılan anketlere bel bağladığımız günler geride kaldı. Pisano ile çalışanlarınızın psikolojik güvenlik nabzını gerçek zamanlı olarak ölçerek şunları gerçekleştirebilirsiniz:

  • Hassasiyetleri endişeye dönüşmeden önce belirlemek: Proaktif içgörüler, endişeleri büyümeden önce gidermenizi sağlar, potansiyel sorunları daha en başından engeller ve önleyici bir koruma sağlar.
  • Desteği bireysel ihtiyaçlara göre şekillendirmek: Hiçbir çalışan birbirine benzemez ve psikolojik güvenlik ihtiyaçları büyük ölçüde farklılık gösterebilir. Pisano, ayrıntıların gücünü ortaya çıkararak desteği belirli kaygı ve endişelere göre özelleştirmenize olanak tanır.
  • Duyarlılık yoluyla güven oluşturmak: Çalışanlar seslerinin eylemlere yansıdığını gördüklerinde, güven duygusu pekişir. Pisano, geri bildirimin eylemi yönlendirdiği bir döngü yaratarak gerçekten güvenli ve destekleyici bir ortam yaratma konusundaki kararlılığınızı gösterir. .

Unutmayın, psikolojik güvenlik bir lüks değildir; başarılı bir iş gücünün temel unsurudur. Çalışanlar risk alma, fikirlerini paylaşma ve yargılama ya da tepki görme korkusu olmadan zorlukların üstesinden gelme konusunda kendilerini güvende hissettiklerinde, inovasyon, iş birliği ve esnekliğin zincirleme etkisi ortaya çıkar.