Erişilebilirlik; sunulan ürünün veya hizmetin engelliler ve yaşlılar dahil olmak üzere herkes için kullanılabilir olmasıdır. Teknoloji için erişilebilirlik ise, herkesin uygulamaya erişmesini ve anlayarak kolayca kullanabilmesini kapsar. Dünya Sağlık Örgütünün raporuna göre 285 milyon kişi görmeyle ilgili problem yaşamaktadır. Bu sebeple Dünya Sağlık Örgütü her yıl Ekim ayının ikinci Perşembe gününü Dünya Görme Günü olarak belirleyerek ve göz hastalıklarına karşı farkındalığı arttırmayı amaçlar. Buraya kadar paylaştığımız detayları pek çok kez görmüşsünüzdür. Biz bu yazımızda erişilebilirliğin müşteri deneyimi açısından öneminden bahsedeceğiz.
Gelişen teknolojiyle birlikte bireylerin sosyal yaşama katılımı eskiye oranla daha iyi olsa da önümüzde uzun bir yol olduğunu kabul etmek gerek. Firmaların tasarlayacakları deneyimde bütüncül bir bakış açısına sahip olmaları şart. Peki erişilebilir bir firma olmak için neler yapmamız gerekiyor diye sorarsanız; bu konuyu dijital ve fiziksel temas noktaları olmak üzere iki başlık altında ele alabiliriz.
Müşterilerin web sitesi, mobil uygulama gibi dijital kanalları oldukça iyi kullandığı bu günlerde dijital temas noktalarının erişilebilir olması oldukça önemli. Web sitesi erişilebilirliğini daha detaylı incelersek; bu konuda genel olarak doğru olmayan ancak yaygın olan iki düşünce mevcut.
Birleşik Krallık telekomünikasyon otoritesi Ofcom’un raporuna göre; görme engelli ve herhangi bir engele sahip olmayan bireylerin akıllı telefon, tablet, internet ve kişisel bilgisayara erişim ve kullanım oranları arasındaki boşluk her geçen gün azalıyor. Ayrıca kullandığınız görselleri metin olarak etiketlemeniz sitenizi görme engelliler için erişilebilir yapmanın yanı sıra arama motoru optimizasyonu için size ek bir fayda sağlıyor. Tüm bu sebeplerle firmanızın web sitesini tasarlarken kullanıcı deneyimi için yapacağınız tüm çalışmalarda görme engellilerin ihtiyaçlarını da düşünmeli ve aksiyon planınıza dahil etmelisiniz. Bu konuda uzman bakış açısı isterseniz Web İçeriği Erişilebilirlik Kılavuz’undan faydalanarak hazırlayacağınız içeriklerin görme engelliler için nasıl organize edilmesi gerektiğini tüm detaylarıyla görebilirsiniz.
Web sitesi gibi tüm dijital temas noktalarında aynı bakış açısına sahip olmak sizi erişilebilirlik konusunda rakiplerinizden ayrıştırarak görme engelli bireylere zahmetsiz bir deneyim sunmanızı sağlayacaktır.
Müşterilerinizin sizinle etkileşime geçtiği fiziksel temas noktalarını teknolojiden faydalanarak erişilebilir hale getirmek artık mümkün. Gelin çok uzağa gitmeden ülkemizden dünyaya örnek olmuş bir projeyi inceleyelim. Hayal Ortağım; Young Guru Academy ve Turkcell’in birlikte hayata geçirdiği bu proje görme engellilerin bilgiye ve teknolojiye kolayca erişebilecekleri, sinemada sesli betimleme, güncel köşe yazısı ve haber, kapalı alanlarda navigasyon servisi alabilecekleri bir mobil uygulama.
Görme engelli bireyler mobil uygulama içerisindeki alışveriş merkezlerinden birine gittiklerinde kapalı alan navigasyonu sayesinde girişten itibaren diledikleri mağazayı, cafeyi veya tuvaletleri kolayca bulabiliyorlar. Alışveriş merkezi gibi büyük kapalı bir alanın herkes için erişilebilir olması aslında diğer işletmeler için de yol gösterici.
Müşteri odaklı bakış açısıyla, müşterilerinizin ihtiyaç ve beklentilerini anlayarak onlar için en kolay deneyimi tasarlamak mümkün. Tüm bunları yapabilmek için müşterinizin gerçek görüşlerini her an ver her yerden duyabilmeniz gerekiyor. Pisano’nun gerçek zamanlı dijital anketlerini kullanarak müşterilerinizle yürüdüğünüz bu yolda tasarlayacağınız erişilebilir deneyimlerin gerçekten müşteri beklentilerini karşılayıp karşılamadığını görebilirsiniz.