Şirketler arasında gelişen satış ve pazarlama çalışmalarına verilen genel bir isim olan B2B pazarlama konusunu bir önceki yazımızda ele alarak; içerik ve e-mail pazarlama aktivitelerinden bahsettik. Kapsamı oldukça geniş olan bu konuyla ilgili ikinci yazımızda stratejinize mutlaka eklemeniz gereken diğer aktiviteleri sizlerle paylaşıyoruz.
Gün içerisinde bilgisayar başına geçtiğinizi ve iş yapmayı düşündüğünüz bir sektör ya da şirket hakkında bilgi almayı düşündüğünüzü farz edelim. İlk ne yaparsınız?
Muhtemelen tarayıcınızı açar, Google’a merak ettiğiniz konuyu birkaç kelime ile özetler ve en üstte çıkan sonuçlara tıklayarak istediğiniz bilgiye kolayca erişirsiniz. Aşağı yukarı hepimizin gün içerisinde en az bir kez yaptığı bu işlem, yeni müşteri kazanmanın anahtarlarından biri haline dönüşmüş durumda.
En üstteki o birkaç sonuçtan biri olmak; ilk görülen ve ilk tıklanan olmak sizin kadar rakiplerinizin de isteği. Arama pazarlaması bu isteği gerçeğe dönüştürmek için var ve ikiye ayrılıyor. Adını sıkça duyduğumuz kavramlardan SEO, yani “search engine optimization”, arama motoru optimizasyonu; SEM ise “search engine marketing”, yani arama motoru pazarlaması anlamına geliyor.
Arama Motoru Optimizasyonu (SEO)
Arama motoru optimizasyonu, web sitenizin arama motorları tarafından daha iyi tanınmasını ve organik sıralamasını iyileştirebilmek için yapılan bir dizi işlemdir. Birçok farklı kıstasa göre şekillendiği için, SEO’nun inceliklerini çözmek uzun ve zorlu fakat getirisi çok sağlam olan bir süreçtir.
Arama motoru optimizasyonu, on-site ve off-site olmak üzere ikiye ayrılır.
Arama Motoru Pazarlaması (SEM)
Arama motorlarında ücretli reklam alımıyla web sayfanızdaki trafiği anlık olarak arttırmak için kullanabileceğiniz bir pazarlama faaliyetidir. Ortada bir reklamdan söz ettiğimiz için optimizasyonun aksine arama motoru pazarlamasında bir harcama yapmak gerekir. Hangi reklam içeriklerinde görünmek istediğinize karar verebilir ve dilediğiniz zaman reklam içeriklerinde değişiklik yapabilirsiniz.
Son dönemlerde günlük hayatımızın günlük hayatımızın önemli bir alanını kaplayan sosyal medya artık bir tanıma ihtiyaç duymuyor. B2B pazarlama yapan firmalar sosyal medya kullanımı konusunda biraz tereddütlü davransa da doğru kanalların kullanımı yüksek geri dönüşler getiriyor. Evet, B2B için Facebook ve Instagram, B2C için olduğu kadar önemli değil. Content Marketing Enstütüsü’nün 2020 raporuna göre; LinkedIn ve Twitter B2B pazarlamada etkili olan sosyal ağlar olarak göze çarpıyorlar.
Sosyal medya’da paylaşım yaparken kullanıcıların sizinle kolayca iletişime geçebileceğinin farkında olarak ve her adımınızı düşünerek atmanız gerektiğini unutmayın. Son tüketiciye ulaşma kaygınız olmadığı için moderasyon yükünüz çok daha hafif olacaktır ancak yine de sayfanıza gelen yorumlar ve mesajlarla periyodik olarak ilgilenmeniz gerekir.
Yoğun geri dönüş aldığınız sosyal medya kanalları için yorum içeriklerini tarayabilen bir yöntem olmadığından bu geri dönüşlerin niteliğini belirleyebilmek ne yazık ki mümkün değil. Bunun için yorumları incelemek ve çıkanları tek tek bir tabloya aktararak sınıflandırmak gerekiyor ki hacmi yüksek bir sosyal medya hesabınız varsa bu iş inanılmaz zorlayıcı olabilir. Pisano’nun dijital müşteri deneyimi yönetimi çözümüyle sosyal ağlarınızdan gelen geri dönüşlerin içeriği hakkında daha net bilgi sahibi olabilir ve bu verilerle yaratılmış kullanışlı raporlara erişebilirsiniz. Hazırlanan bu raporlar size oldukça değerli içgörüler sağlayacaktır.
Yukarıda bahsettiğimiz kanalları daha etkili ve verimli kullanabilmek için birçok pazarlamacı pazarlama otomasyonu uygulamalarını kullanıyor. Günümüzün çok kanallı pazarlama dünyasında birçok farklı değişken, işlenmesi gereken yoğun bir data ve takvimlendirilmesi gereken çok fazla içerik var. Tüm kanalları eş zamanlı kullanmak, verimi arttırmak için değişkenlerle oynamak ve sürekli yüksek performans elde etmek ne yazık ki pek kolay değil. Bu yüzden birçok pazarlama profesyoneli e-posta, sosyal medya paylaşımları ve web sitesi aksiyonları gibi tekrar eden görevler için pazarlama otomasyonunu kullanıyorlar.
Ziyaret edilen sayfalar, indirilen öğeler, doldurulan formlar ve benzeri farklı data tipleri için kullanılabilen pazarlama otomasyonu sistemleri, tüm bu sonuçları farklı şekillerde sıralayıp anlaşılması kolay bir hale getiriyor. Örnek vermek gerekirse; bu uygulamalarla, blog’unuzda geçirilen süreye göre hedeflediğiniz kişilere doldurması için form gösterebilir ya da daha önceden ürün veya içeriklerinizi inceleyen birine benzer ürün ve içerikleri web sitenizde istediğiniz noktalarda gösterebilirsiniz. Sadece zorlu işlemleri otomatize etmekle kalmayan bu uygulamalar aynı zamanda potansiyel müşterilerinize pazarlama sürecinizin hangi noktasında olurlarsa olsunlar kişiselleştirilmiş ve üzerinde düşünülmüş mesajları verebilmenizi sağlar.
Pisano sayesinde siz de pazarlama süreçlerinizde otomasyon yapabilir ve genel stratejiniz üzerine daha çok yoğunlaşacak vakti kazanabilirsiniz.
Şunu da eklemekte fayda var, pazarlama otomasyonu ne kadar güçlü bir teknoloji olsa da, kaliteli içeriklerle desteklenmediği sürece etkisi sınırlı olacaktır. Richard Ettenson pazarlamanın 4P’sini B2B pazarlamaya şöyle uyarlamıştır; ürün yerine çözüm, dağıtım yerine erişim, fiyat yerine değer, promosyon yerine eğitim. Hazırladığınız tüm içerikleri bu bakış açısıyla zenginleştirebilirsiniz.
Pazarlama otomasyonu daha da ileriye taşımak mümkün. Otomasyon sürecinize Pisano’yu da dahil edebilir, aldığınız geri dönüşlerden yola çıkarak içeriklerinizi kullanıcılarınızın istekleri yönünde geliştirebilirsiniz. Pisano hesabınızı birçok otomasyon yazılımı ile entegre edebilmeniz mümkün. Potansiyel müşterilerinize B2B pazarlama kanallarıyla ulaşırken aldığınız geri bildirimler sürekli kendinizi ileriye götürmenizi sağlayacak.
Pisano’nun kurumsal müşterilerinin işlerini kolaylaştıracak birçok harika özelliği var! Daha detaylı bilgi almak için hemen kurumsal çözümler sayfamıza gözatın!